Milenyum ve Türkiye

Print

Bilgi derken neyi kastediyorlardı ne kadar kitap okuduğunu mu ne kadar gezdiğini mi yada ne kadar zeki olduğumu, hayır hiçbiri değil facebook – twitter denen sanal ortam şirketlerinin yüz milyar dolarlık değerlere varınca anlaşıldı tam olarak neyi kastettikleri yada ben anladım diyeyim.

Ortam belliydi sanal adı internet inanılmaz bir Pazar aralığı vardı ne yüklersen ne kadar yer istersen sana sağlıyordu.Ulaşamayacağın bir yer yok gibiydi ama sistem burada kalamazdı insanlara daha çok ulaşmalıydı burada cep telefonu denen cihazlar devreye girdi akıllı telefonlara dönüşerek herkesin birer el bilgisayarı olmayı başardı ve bunlarında üreticileri dünyanın en büyük şirketlerine dönüştü yine sanalın kenarından tutan zengin oldu.

Tam her şey oturdu köşe başları tutuldu derken whatsapp skype gibi uygulamalar milyar dolarlar ödenerek satın alınınca hiçbir şeyin bitmediği daha önümüzde yaratıcı fikirler için çok şeyin olabileceği bir küçük oyunun bile kullanıcısına milyar dolarlar kazandırabileceği ortaya cıktı.

Gelelim bize örnekler elimizde bunların genelde amerikan sistemli girişimler olduğu biliniyor bunları örnek alıp gerekli teşviklerle genç beyinler sanal ortama yönelik proje ve yazılım üretmeye yönlendirilmeli ödüllendirilme sistemi ile sistem daha cazip hale getirilmelidir.Bununla da kalmayıp teknoloji firmalarına arge desteği sağlanıp teknoloji üretmeleri sağlanmalıdır.

Ülkenin Bekası taşa toprağa yapılan değil insana yapılan yatırıma bağlıdır ve Devletin mutlaka bir teknoloji yazılım alanında arge destek birimi oluşturması ve bunu banka şekline dönüştürerek (bilgi bankası)firmalara ücretsiz destek vermesi sağlanmalıdır.

 

Not:Belki de insanoğlunun internette yürüyüşü sondan başa doğru bir yolculuktur.