Enflasyonun sebebi olarak kabul gören faizle mücadelede faiz yükü giderek katlanıyor. Bankaların bütün Türk Lirası kredilerinden aldığı faiz geçen yıl 100 milyar lirayken bu yıl üç ayda 200 milyara çıktı. Bir dikkat çeken tablo da Dövize Endeksli Mevduat’ta oluştu. Doları durdurmak için hayata geçirilen uygulama kapsamında ilk beş ayda Merkez Bankası ve Hazine’nin ödemesi gereken meblağ 100 milyarı buldu.
DOLARINI KUR KORUMASINA YATIRAN ŞİRKETİN FAİZİNE VERGİ MUAFİYETİ
Bankalar, MB ve Hazine’de oluşan tabloyla birlikte faize karşı yürütülen süreçte faiz yükü 100 milyardan 300 milyara ulaştı. Son olarak dövizini liraya çevirip kur korumalıya yatıran şirketlerin vade sonunda elde edeceği faize yönelik vergi istisnasının da süresi uzatıldı. Gelinen noktada faizi düşük tutma uğruna girilen yolun maliyeti yine millete kaldı. ‘Kur, enflasyon, hayat pahalılığı’ sarmalı milyonları daha da fakirleştirdi.
İBRAHİM KAHVECİ: FAİZ MALİYETİ
"MB’nin yüzde 14’le bankalara verdiği parayı devlet diğer kapıdan bankalardan yüzde 27’yle geri alıyor. Faiz düşürerek faiz artıran ve faizcilere en parlak günlerini yaşatan bir anlayış karşımızda. Berbat faiz indirimiyle kurlar patladı. KKM hesaplarında 100 milyarlık yük oluştu. Sadece 441 milyar dolarlık dış borçların maliyeti 8 ayda 3.5 trilyon lira arttı. 100-150 milyar faizden tasarruf edeceğiz diye ortaya çıkan maliyetin hesabını kim nasıl verebilir?”
NEREDEN BAKSAN TUTARSIZLIK
Hükümet düşük faiz sevdasıyla vatandaşın üzerine yük üstüne yük koydu. Uzun bir süredir yüzde 14’te tutulan politika faizi sonrasında ortaya çıkan tablo, maliyetlerin sert arttığını gösterdi. ilk 3 aylık süreçte bankaların TL bazında aldığı kredi faizleri neredeyse 200 milyar liraya ulaştı. 5 ayda KKM’den gelen faiz yükü ise daha şimdiden 116 milyarın üzerinde. Ayrıca KKM’ye katılan şirketlerin de faiz gelirlerinden vergi alınmamasına karar verildi.
Ekonomi yönetiminin aldığı kararlar, kurda yeni krizleri beraberinde getirirken, aynı zamanda ‘faiz sebep enflasyon sonuç’ tezini de çürüttü. Uzun bir süredir yaşanan ekonomik krize rağmen Merkez Bankası, politika faizi kararlarında değişikliğe gitmezken yükü de gittikçe artmaya başladı. Aralık 2021’de kur korumalı mevduat sisteminin (KKM) devreye alınmasıyla beraber Hazine’nin yükü arttı. Kurdaki her yukarı yönlü hareket milyarlarca liraya mal olmaya başladı. Sistemdeki açıkların artmasıyla birlikte düşük faiz ile daha fazla faiz öder hale gelindi.
Ekonomi yönetiminin yüzde 14 ısrarı bir taraftan kuru bir taraftan da enflasyonu patlatırken, kredi hacimlerini de arttırdı. Böylece sadece faizi tutabilmek adına neredeyse 3 kat faiz ödendiği ortaya çıktı. Bu tablo karşısında uzmanlar “O zaman faizleri neden düşük tutuyoruz?” dedi. Verilere göre daha ilk 3 ayda, toplam kredilerden alınan faizler 104 milyar 790 milyon liradan 193 milyar 131 milyon liraya çıktı. Bu dönemde tüketici de krediye boğulurken, aynı zamanda kredi kartlarını zamanında ödeyemeyenlerin de hacminde artış görülüyor. 21.2 milyar liralık tüketici kredilerinden alınan kâr payı 30 milyar liraya, 4.2 milyarlık kredi kartı faizleri de 6.4 milyar liraya ulaştı. Toplamda neredeyse yüzde 90’lık artış görüldü. Başka bir dikkat çeken tablo ise KKM’de görüldü. Düşük faiz politikasıyla iştahlanmaya devam eden kur, Hazine’nin yükünü arttırmaya devam ediyor. Doları durdurmak için hayata geçen proje kapsamında Merkez Bankası’nın 5 ayda ödemesi gereken toplam tutar 100 milyar TL’yi aştı. Kurun 16.40 lira seviyesine geldiğinde toplam yükün ise 116 milyar liraya ulaştığı paylaşılanlar arasında.
Bankalar, MB ve Hazine’de oluşan tabloyla birlikte faize karşı yürütülen süreçte faiz yükü 100 milyardan 300 milyara ulaştı. Son olarak dövizini liraya çevirip KKM’ye yatıran şirketlerin vade sonunda elde edeceği faize yönelik vergi istisnasının da süresi uzatıldı. Gelinen noktada yük yine millete kaldı.